Üsküdar, İstanbul'un en tarihi ve güzel semtlerinden biri olarak bilinir. Ancak son günlerde yaşanan sel felaketi, bu güzelliklerin arkasındaki zayıf altyapıyı gözler önüne sermektedir. Şiddetli yağışlar, birikmiş suyu yollar üzerinden akıtarak ulaşımı felç etmiş ve mahalleleri olumsuz etkilemiştir. Selin getirdiği zararlar, altyapı eksikliklerinin ne denli tehlikeli olduğunu ortaya koymaktadır. Semt sakinleri, bu durumu yalnızca bir felaket olarak değil, aynı zamanda gelecekteki önlemlerin alınması gereken bir deneyim olarak da değerlendirmektedir. İklim değişikliğiyle birlikte bu tür olayların daha sık yaşanacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla, durumu iyi analiz etmek ve doğru adımları atmak son derece önemlidir.
Sel felaketleri, genellikle aşırı yağışlar sonucunda meydana gelir. Üsküdar'da yaşanan son sel, yoğun yağışların bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Yetersiz yeraltı altyapısı, suyun birikmesine ve yolların sularla kaplanmasına yol açmıştır. Ayrıca, şehirleşme süreci, doğal akış yollarının tahrip edilmesine neden olmuştur. Bu durum, suyun kontrolsüzce birikmesine zemin hazırlamaktadır. Dolayısıyla, selin başlıca sebebi yeraltındaki drenaj sisteminin yetersizliğidir.
Selin etkileri yalnızca maddi zararlarla sınırlı kalmamaktadır. Yolların kapanması, insanların günlük yaşamlarını da etkilemiştir. Ulaşım zorlukları, iş yerlerine geç kalmalara ve acil durumlarda gecikmelere yol açmaktadır. Öğrencilerin okula ulaşamaması ve sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan sıkıntılar, toplumda büyük bir panik yaratmıştır. Sel felaketinin ardından semt sakinleri, hem devlet kurumlarına hem de yerel yönetimlere yönelik tepkilerini dile getirmiştir. Bu bağlamda, selin sonrasında hızlı bir iyileşme sürecine ihtiyaç duyulmaktadır.
Acil durum yönetimi, doğal felaketlerde öncelikli bir konudur. Sel felaketiyle ilgili olarak Üsküdar'da hızlı bir müdahale süreci yaşanmıştır. Kurtarma ekipleri, olayın hemen ardından sahaya inerek mahsur kalan insanları kurtarmak için çalışmalara başlamıştır. Bu tür felaketler esnasında koordinasyonun artması kritik bir önem taşımaktadır. Yerel yönetim, acil durum planlarını gözden geçirecek ve daha etkili çalışmalara yönelmek zorundadır.
Jandarma ve itfaiye ekiplerinin birlikte çalışması, kurtarma operasyonlarının hızlı ve etkili şekilde gerçekleşmesini sağlamıştır. Bunun yanı sıra, gönüllü organizasyonlar da devreye girmiştir. Bu tür durumlarda toplumsal dayanışma oldukça önemlidir. İnsanlar, kendi aralarındaki yardımlaşmayı artırarak sürecin daha çabuk geçmesini sağlamaktadır. Bununla birlikte, gelecekteki felaketlerde daha hazırlıklı olmak adına tatbikatların düzenlenmesi gerekmektedir.
Üsküdar'ın yaşadığı su baskını, yeraltı altyapısının ne denli yetersiz olduğunu bir kez daha göstermiştir. Şehirleşme sürecinde, doğal akış yollarının tahrip edilmesi ve etkili su drenaj sistemlerinin kurulmamış olması sorunları derinleştirmiştir. Kimi bölgelerde, mazgallar ve yeraltı kanalları yeterli kapasiteye sahip değildir. Drenaj sistemlerinin bakımsız kalması da suyun birikmesine neden olmaktadır.
Altyapı sorunları yalnızca yağışlı havalarda değil, günlük hayatta da sorun teşkil etmektedir. Su birikintileri, yolların zarar görmesine ve araç trafiğinin aksamalarına yol açmaktadır. Semt sakinleri, bu durumdan rahatsız ve tehdit altında hissetmektedir. Yerel yönetim, bu sorunları çözmek için bir dizi önlem almalıdır. Planlanan projelerde, altyapı yenilemeleri yapılmalı ve bu sistemler sürdürülebilir bir şekilde işletilmelidir.
Gelecekte benzer felaketlerle karşılaşmamak adına önlemler almak şarttır. Üsküdar'daki su baskınlarının tekrarlanmaması için etkili bir drenaj sistemi kurulması gerekmektedir. Uzmanların raporları, bu sistemi doğru bir şekilde planlamanın önemini vurgulamaktadır. Yer altı sularının kontrol altına alınması, tasarlanacak sistemlerle mümkün olabilmektedir. Su yolları yeniden yapılandırılmalı ve doğal akış kanalları restore edilmelidir.
Ayrıca, halka yönelik bilinçlendirme projeleri de kritik bir öneme sahiptir. Sel felaketlerinin başlıca sebepleri olan çevresel faktörlerle ilgili halk eğitilmeli ve yapılan bilgilendirme toplantıları desteklenmelidir. Toplumun bilinçlenmesi, doğal felaketlere daha hazırlıklı olmasına yardımcı olacaktır. Böylece, sel gibi olayların etkileri azaltılabilir.